Yazılanların içeriğinin dengesiz olmasından, uzun süreli aralıklardan, kötü esprilerden, güzelliklerden, çirkinliklerden, paylaşımlardan, sessizliklerden, sorulardan, cevaplardan, fikirlerden, kendini beğenmişliklerden blog sahibi sorumludur. Bu durumdan da çok memnundur. Blog ermiş kedi cingöz ve sapsal köpek majör'e ithaf edilmiştir.

26 Şubat 2010 Cuma

On a Day Like Today


yemyeşil çimenler
Free is all you gotta be
Dream dreams no one else can see
Sometimes ya wanna run away
But ya never know what might be comin' round your way
Ya ya ya

On a day like today
The whole world could change
The sun's gonna shine
Shine thru the rain
On a day like today
Ya never wanna see the sun go down
Ya never wanna see the sun go down

Somewhere there's a place for you
I know that you believe it too
Sometimes if you wanna get away
All ya gotta know is what we got is here to stay
All the way

On a day like today - the whole world could change
The sun's gonna shine - shine thru the rain
On a day like today - no one complains
Free to be pure - free to be sane
On a day like today
Ya never wanna see the sun go down
Ya never wanna see the sun go down

Free is all we gotta be
Dream dreams no one else can see
But ya never know what might be comin' for you and me
Ya it's gonna be

On a day like today...
B.Adams

23 Şubat 2010 Salı

İlham verenler - Moda


Bir önceki yazımda bahsettiğim Reebok'lar ile karşılaşmamı sağlayan kişiler Laçin Tenel ve Nil Ertürk oluyorlar..

Laçin zaten uzun zamandır takip ettiğim, kendisini tutkusu olan dikişe vererek yaptıklarını ve sattıklarını blogunda paylaşan bir mimar aslında... Moda blogu kavramıyla ilk uzaktan tanışmam onun sayesinde olmuştur (ve belki Stradi seçmelerini geçmemin bir sebebi de bende yarattığı izlenimlerdir)

Laçin'in yaptıkları her zaman bende eve gidip dikiş dikme, kendi yaptıklarımı giyme isteği yaratıyordu, dün itibarı ile sitesindeki bir yazısı beni Nil ile tanıştırdı.

Genellikle sevdiğim insanların takip ettiği sitelere bakmaya çalışıyorum, o yüzden hemen Nil'in sitesine zıpladım.. İlk başlardaki kıskançlığım yerini sevgiye ve saygıya bıraktı, gerek tavrını gerek tarzını çok beğendim ve benimsedim (evet! dün keşfettim!! :)) Bu iki gündür blogunu emercesine okudum ve kendimle ilgil keyfimin yerine gelmesini sağlamasının yanında bir de binbir çeşit fikir oluşturdu kafamda!!

Bu iki insanın normal moda bloglarından daha çok bana hitap etmesinin nedeni de kendi tarzlarını blogluyor olmaları aslında.. Belki benim insanların yaşamına olan merakımı da tatmin ediyorlardır alttan alttan, ama yalnızca defileler ve moda fikirlerinin sunulduğu bloglardan (ki onların bir kısmını da çok severek takip ediyorum) daha ilgi çekici buluyorum.. Yaptıkları kombinlerin bir kısmını kendimde denemeyi bırak, üzerimde düşünemiyorum bile, ama gerçekten çok hoşuma giden kısımlar var ve tüketim toplumuna katılmadan yeni şeyler deneme, yaratma ve giyme isteği yaratıyorlar bende :)

Bu nedenle uzun zamandır dokunmadığım dikiş makinesi ve yarım kalmış projelerimi kucaklayıp salona indim.. Gerçi ufak bir değişiklik 2.5 saatimi aldı, amaaa "baby steps"..

Hmm bir de, Nil'in hem İngilizce hem Türkçe yazması çok hoşuma gitti, kendi sayfama geçtiğimde hedeflediğim şey bu ;))

22 Şubat 2010 Pazartesi

Yeni Yeni 2


reebok straptastik Bi de bundan istiyorum :)

Reebok straptastik..

Nil sayesinde keşfettim, çok beğendim! cırt cırtlı olması ayrıca kalbimi çaldı!!

Bu da Nil giyerken;

Nil-Reebok fly girl

Yeni Yeni


dslr

Uzun zamandır istiyordum aslında, hatta çok çok uzun zamandır.. Ama sanki hep başkalarına benden daha çok yakıştırmıştım.. Baktıkça, gördükçe, denedikçe artıyor isteğim..

Evet, SLR fotoğraf makinesi istiyorum, tek tek ayarlarını öğrenmek, hep yanımda taşımak, zırt pırt resim çekmek, etrafımdakilere kendi resimlerimi çektirmek :))

Evren'e siparişim, başlangıç için bir dijital SLR gönder bana canım ! :)


*bunu yazdıktan sonra zuxi bana kamerasını ödünç verdi günlerce.. sabahları erken kalkıp resimler çektim.. teşekkürleeer :) *

17 Şubat 2010 Çarşamba

Evrenden Torpilliyiizz

Yazmak kafamda aslında uzun zamandır ama yazmadıkça yazmayı unutuyorum sanki :)

Güzel şeyler oluyor bu hafta.. Keyif tıkır!!

Sevgililer gününden önceki gün, cumartesi, tüm gün boyunca atkı ördüm, hayatımın en hızlı, en hatasız ve en mutluluk verici örgüsü oldu (hayatımda ördüğüm 3. şey zaten :)) Hele de gün boyunca yanımda ailem varken, sohbet ederken, çikolata ve filtre kahve, şarap ve peynir çeşitli zamanlarda bize eşlik ederken... (paslanmışım, cümleleri bağlayamıyorum bile, eh, artık bu sıralar birazcık elimin pası gitsin diye bana anlayış gösterin madem :))

Sevgililer gününde, uyuşukluklar, süslenmeler, örgüyü bitirme çabaları ve sevgilimcim.. Meksikalı izleyip uyuşukluk yapıp cips yiyip meyvesuyu içip yan gelip yatmalardaydık akşama kadar.. Akşam da geleneksel sevgililer günü yemeğimiz için E&E ve H&H geldiler bize, toparlandık çıktık, geleneksel sevgililer günü mekanımıza (Bilkent Uptown) gitmek için yola koyulduk, ama bilkent kapısında bize uptown'un kapalı olduğunu söyledikleri için program değişikliği ile Ankuva Magellan'a gittik. İyi ki de öyle yapmışız! Hapur hupur yemeklerimizi yedikten, yanımızdaki canlı müzikten dolayı birbirimizi duymak için masadan uzanıp kafalarımız dip dibe şakalar komiklikler yaptıktan sonraaaaa.. Magellan bize meyve tabağı, kuruyemiş, pasta ve tatlı şarap armağan etti sevgililer günü şerefine!! mmm! şahane :))) T pastaya bayıldı, ben onun mutlu olmasına.. Çaylarımızı da içip göbeeeeimizi çıkarıp bowling'e indik, sohbet muabbet, keyiiiff :)) ve sonra ev..

Pazartesi günü mel c. bana atacağını söylediği mailı attı. Evrenden Torpilim Var kitabını okuduktan sonraki düşüncelerini, hislerini ve kararlarını özetleyen uzunca bir mail.. Ben tabi sevindirik ;) Ve her gün gelişimleri, minnet güncelerimizi paylaşmaya karar verdik.. Her gün buraya yazamayabiliyorum, üşengeçlik ele geçiriyor, ama iki kişi olunca illa ki yapılıyor bir şekilde, o yüzden çok güzel oldu. (Her günü bırak ayda 1 yazsam iyi!! :D)

Ve minnoscummm geldi!! Dün gece cıvıl cıvıl konuştuk, zaman nası geçmiş hiç hiç anlamadan, ve en ufak doyamadan!! Mine'm benim ilk blog arkadaşım, hatta kendi kulvarında tek !! O ve çevremdeki bir çok kişinin blog yazılarını seyrekleştirdiği, hatta sonlandırdığı için üzülüyorum.. Belki bu konuşma itti beni yeniden yazmaya uzun uzun :)

Uzun yazınca da pek okunmuyor değil mi ;)

Bu aradaaa, Evrenden Torpilim Var kitabının yazarı Aykut'un eşi Esra, geçen hafta sonu Ankara Yogaşala'da Kundalini eğitimi verdi, çok keyifli, aydınlatıcı ve ilerletici bir deneyim oldu! Yaptığımız hareketlerin bulunduğu sayfaların fotokopisini hepimize dağıttı, sabahları biraz erken kalkıp yapmayı çok istiyorum düzenimi oturtursam!