Yazılanların içeriğinin dengesiz olmasından, uzun süreli aralıklardan, kötü esprilerden, güzelliklerden, çirkinliklerden, paylaşımlardan, sessizliklerden, sorulardan, cevaplardan, fikirlerden, kendini beğenmişliklerden blog sahibi sorumludur. Bu durumdan da çok memnundur. Blog ermiş kedi cingöz ve sapsal köpek majör'e ithaf edilmiştir.

27 Kasım 2008 Perşembe

Kömül!

Armada otoparkında rastladım kendilerine... Biraz endişeli mi görünüyorlardı, insanlardan mı korkmuşlardı yoksa araba farları mı rahatsız etmişti onları bilemedim... Tam yemek saatleriymiş, ürkütmeden bir resimlerini çektim...

Miyazaki Vol.2

TOTORO

Dün öksürükler arasında boğulan Pişimin yanına gittim moral desteği için... Tabi gitmeden önce ufak bir alışveriş yaptık, peynirli risotto; salata için kereviz, ceviz ve yoğurt; sıcak şarap için şarap, elma ve portakal; atıştırmak için naneli chocolove; ve peynir tabağı için 5 çeşit peynir aldık! Bunların detayları bir sonraki yazının konusu ;)

Gecenin ilerleyen vakitlerinde pişimin koltukta, benimse ayaklarının dibinde uzanmış halde izlediğimiz film, My Neighbor Totoro, ise bu yazının...Tam kıvamında bir sıcak çukulata içmişcesine bir hisle uykuya dalmamı sağlayan...

Film, Mei ve Satsuki isimli iki kardeşin babalarıyla birlikte yeni taşındıkları evin "perili" olduğunu farkedip, yalnızca çocukların görebileceği "orman ruhu" to to ro'yla yaşadıkları fantastik macerayı anlatıyor.. Yukarıdaki sahne Mei'nin totoro ile ilk tanışmasını gösteriyor..

Veee yine ve yeniden soot ball dediğimiz kömül topcukları çıktı karşıma!! :)) Ve bir o kadar tatlı minik ruh totoro vardı!!! Bunların dışında beni biraz korkutmakla birlikte Miyazakinin yaratıcılığına bir kez daha hayran kalmamı sağlayan yumuşacık koltuklu kedibüs ...

Filmde Mei'nin Totoro'nun bulunduğu ormanın kalbine düşmesinden, kedibüsün suratına kadar bana Alice Harikalar Diyarında'yı hatırlatan bir çok ufak detay olmakla birlikte, bir Miyazaki filmi olarak, Mei'nin ifadeleri, koşturuşu, heyecanı, uyuyuşu, "mmaaattteeeee" diye bağırışları, hissettirdikleri ile, Alice'den alakasız ve muhteşem bir film bence!!

İzleyin derim ;)

17 Kasım 2008 Pazartesi

Makarna Anime Günü :)

Dün PiŞicimmlerde makarna ve pamuk şeker eşliğinde Spirited Away izledik :) tabi bir de "ne çok cips"imiz vardı :)) Ben ilk yarısını daha önceden izlemiştim, oldukça keyifli gelmişti, heyecanla beklemiştim ikinci yarısını.. ama ilk yarısını daha çok sevdim.. benim için hep ilk yarısı olarak kalacak kalbimde...
Anime ile tanışmamı ilk Shibi sağlamıştı ama gerçekten izlemeye başlamam Pişicim sayesinde oluyor işte.. Proceksiyon odamısda fındık kapuklarıyla tepişe gülüşe izledik..
Filmi kesinlikle tavsiye ederim!!
Miyazaki rules meeeenn =P
Makarnayı da kesinlikle tavsiye ederim!!
Pişi is ma'meen sistaa!! :) Zaten sırf bu makarna için değil miydi tüm kahve planlarını iptal edip eve geçmek :) Çikolatalı tostum da artık bir dahaki sefere ;)
Film'e dönecek olursak.. Film gerçekten olağanüstü bir hayalgücü, inanılmaz karakterler, iyi kötü arasında incecik çizgilerle bezenmiş!! Bu Miyazaki'nin izlediğim ilk filmi, ama son olmayacağından eminim! İzlerken Eins "hepsi elle cizilmiş olamaz" diyerek beni bu ihtimale sürüklemiş ve hayret içinde sahnelerin iyice içine düşmemi sağlamıştır. Karakterlerin her birini evimde beslemek istemem ve etrafta "kömül" diye sayıklayarak gezinmemi sağlayan filmin konusuna gelirsek; Chihiro isimli küçük bir kızın ailesiyle yaptığı yolculuk sırasında keşfettikleri bir "theme park"a girmeleri ile başlayan fantastik bir macerayı anlatıyor. Filmin geçtiği yer tanrıların arınmaya gittiği kocaman bir hamam dersem ne derece fantastik olduğuna dair bir fikir oluşur belki !
Vee filmdeki en sevdiğim karakterlerin bi resmi gelsin miiii ?

PS:Einstein'a burdan kolu için özürlerimi iletiyorum :)

13 Kasım 2008 Perşembe

İyki doğmuş bu crunch! :)

Çok çok çok sevgili, bitanecik, minnacık, ruh eşicik, sempatikcik, asabicik, süslücük, güzelcik, sırdaşcık olguncuk, leziz yemek yapancık, ruhumu şımartancık, en bi rahat kavga edebildiğim, en bi net konuştuğum, en bi kızkardiş modunda saçsaça başbaşa didişip 3 dakika sonra gülüşüp mıncıklaştığım bitanecik CRUNCHym!!

İyki doğmuşsun!! :)

12 Kasım 2008 Çarşamba

Ya yaparsak!!

Devrim arabalarına gittik Pazartesi günü (gnctrkcll ;)). O kadar beğendim, o kadar keyifle ve heyecanla izledim ki filmi. Duyguları, coşkuları, endişeleri öyle güzel yaşatmışlar ki attığım kahkahalarda crunch'ım şşşt yaptı bana, gözyaşlarımı burun çekmelerimi dindiremediğim için tanıdık (allahım bu kız yine ağlıyor) bakışlarına tüm metanetimle göğüs gerdim :))

Filmin konusunu tekrarlamak istemiyorum, sadece bu zamana kadar ilk Türk yapımı arabayı sorsalar Anadol olarak cevap verecek olduğumu farkedip utanmamı sağladı. Benim bu filme gitmesem belki de hiç öğrenemeyeceğim bir detaydı.. Bunca emek veren o 23 mühendise büyük haksızlıktı! T gibi daha önceden duymuş olanlar da belki hayatları boyunca "yolda kalan araba" olarak tanıyacaklardı gerçekten.. Ne kadar hazin bir hikaye! Ve ne kadar güzel bir iş bunun beyazperdeye aktarılması!

"Adı Devrim olan bir arabayı zaten yolda yürütmezlerdi..."

Bu arada filmdeki kadro ve oyunculuklar, kıyafetler, doğallıklar ve 60ların hisleri de görülmeye değerdi.. En çok da Nilüfer rolündeki Seçil Mutlu.. Bayıldım kendisine! Bundan sonra kadroda ismini gördüğümde kesinlikle filmini izleyeceklerim listesine aldırdı kendisini!! Nasıl bir tatlılık ve doğallıkla oynadı, anlatamam :)

Filmle ilgili daha uzun süre konuşabilirim sanıyorum. Son kalan Devrim arabası şu anda Eskişehir'de Tülomsaş Müzesinde sergilenmekte, ve halen çalışır durumda. Ne kadar gurur verici!! Eskişehir'e yeniden gidince (oo! note to self! eskişehir gezisi!!) kesinlikle gidilip görülecekler listemde!

"Türkiye'de hiçbir başarı cezasız kalmaz!!!"

6 Kasım 2008 Perşembe

Karakter Tahlili


Cok sevgili Beyaz Tavşan oldukça hoş bir kişilik testi hazırlamış...
Genellikle bu tip testlerin ücretsiz olmasına pek rastlanmamakla birlikte bu güzel test ücretsiz ve oldukça da tutarlı sonuçlar veriyor :)

Sitede sonuçlarınızı paylaşabileceğiniz bir yorum alanı mevcut da olsa, burada biz bizeyiz, gelin burada da paylaşalım diyorum ;)

Yönlendirmelere mahal vermemek için kendi sonucumu yorumlar kısmında paylaşacağım, siz de testi yaptıktan sonra ( soruları cevaplamak ve anahtarlamak 15 dakika civarı sürüyor) kendi sonuçlarınızı, size uygun olup olmadığını yorumlarda belirtirseniz çook sevinirim...

5 Kasım 2008 Çarşamba

Suffer Girl! :)

Dünden anlamalıydım aslında... O ıhlamuru içmeliydim teklif edildiğinde... Uykumu güzelce almalıydım... İpten inip terli terli tişörtle ipte makarna zıplattırmamalıydım...
Ama hepsi oldu bir kere...
Belki olması da gerekiyordu...
Sonuç: Welcome suffer girl! Boğazımın ortasında koca bir top var! :)

Boğaz çakramın da tıkalı olabileceğii rivayetler arasında... Konuşmaktan, söylemekten çekindiğim konular, gergin durumlar, ifade edilme beklentisi nedeniyle gerilmiş olabileceği söylenmekte...
Çözüm?
Gökyüzüne bak, doğa yürüyüşleri yap... Turkuvaz giy...
Ihlamur iç... Kekik kaynat... Boğazına şal dola.. Bal yala... Yumurta hüplet...
Hepsi yapıldı...

eee?
neden hala zıplayarak çıkmadı bu top!
neden :)