Yazılanların içeriğinin dengesiz olmasından, uzun süreli aralıklardan, kötü esprilerden, güzelliklerden, çirkinliklerden, paylaşımlardan, sessizliklerden, sorulardan, cevaplardan, fikirlerden, kendini beğenmişliklerden blog sahibi sorumludur. Bu durumdan da çok memnundur. Blog ermiş kedi cingöz ve sapsal köpek majör'e ithaf edilmiştir.

12 Kasım 2008 Çarşamba

Ya yaparsak!!

Devrim arabalarına gittik Pazartesi günü (gnctrkcll ;)). O kadar beğendim, o kadar keyifle ve heyecanla izledim ki filmi. Duyguları, coşkuları, endişeleri öyle güzel yaşatmışlar ki attığım kahkahalarda crunch'ım şşşt yaptı bana, gözyaşlarımı burun çekmelerimi dindiremediğim için tanıdık (allahım bu kız yine ağlıyor) bakışlarına tüm metanetimle göğüs gerdim :))

Filmin konusunu tekrarlamak istemiyorum, sadece bu zamana kadar ilk Türk yapımı arabayı sorsalar Anadol olarak cevap verecek olduğumu farkedip utanmamı sağladı. Benim bu filme gitmesem belki de hiç öğrenemeyeceğim bir detaydı.. Bunca emek veren o 23 mühendise büyük haksızlıktı! T gibi daha önceden duymuş olanlar da belki hayatları boyunca "yolda kalan araba" olarak tanıyacaklardı gerçekten.. Ne kadar hazin bir hikaye! Ve ne kadar güzel bir iş bunun beyazperdeye aktarılması!

"Adı Devrim olan bir arabayı zaten yolda yürütmezlerdi..."

Bu arada filmdeki kadro ve oyunculuklar, kıyafetler, doğallıklar ve 60ların hisleri de görülmeye değerdi.. En çok da Nilüfer rolündeki Seçil Mutlu.. Bayıldım kendisine! Bundan sonra kadroda ismini gördüğümde kesinlikle filmini izleyeceklerim listesine aldırdı kendisini!! Nasıl bir tatlılık ve doğallıkla oynadı, anlatamam :)

Filmle ilgili daha uzun süre konuşabilirim sanıyorum. Son kalan Devrim arabası şu anda Eskişehir'de Tülomsaş Müzesinde sergilenmekte, ve halen çalışır durumda. Ne kadar gurur verici!! Eskişehir'e yeniden gidince (oo! note to self! eskişehir gezisi!!) kesinlikle gidilip görülecekler listemde!

"Türkiye'de hiçbir başarı cezasız kalmaz!!!"

1 yorum:

  1. bence de filmin en can alıcı repliği 'türkiyede hiçbir başarı cezasız kalmaz'.
    Tipik bir kendi önüne taş koyma hikayesi. küçük düşünme. vizyonsuzluk.
    benim anlamadığım Kurtuluş Savaşını yaşamaış bir toplum nasıl bu kadar inançsız ve hayallerden uzak olabilir.
    İmkansız bizim işimiz oysaki.

    YanıtlaSil

Teşekkürler! Thanks! Grazie! Danke! Tack! Merci! Misaotra! Gracias!